SEİ JUNG YÖNTEMİ NEDİR? NE KADAR SAĞLIKLI? BİOREZONANS NE KADAR GÜVENİLİR?

 SSEİ JUNG YÖNTEMİ İLE İŞTAH KAPATMAYI VE BUNUN SONUCUNDA ZAYIFLAMAYI DUYDUNUZ MU?

Sei Jung Yöntemi Nedir?



Sei jung yöntemi aslında iddiaya göre 6 seanstan oluşan ve seans esnasında türlü aromalar verilerek sizi sevdiğiniz gıdalardan, hamur işlerinden, çikolata ve diğer gıdalardan uzaklaştıran, o gıdalara karşı iştahınızı kapatan bir uygulama. Bu uygulamayı yapıp para kazanan bir diyetisyen bile var. O zaman bize de bu konuyu araştırıp sizleri aydınlatmak düşer. 


Sei Jung Gerçekten Bir Yöntem mi?

Sei jung yöntemi aslında yeni çıkan bir uzak doğu uygulaması gibi lanse edilip akılda böyle bir his uyandırsa da hiç te öyle değil. Aslında Sei jung dediğimiz şey sadece bu işlemi yapan cihazın ismi. Tıpkı İyashi, Bicom ve quitt markaları gibi. Burada quitt markasını aklınızda tutmanızı istiyorum. Buna daha sonra geleceğiz. E peki madem cihazın ismi sei Jung, bunu olayı ne? diye soracak olursanız hemen açıklayayım. Bu olay tamamen bir biorezonans terapi yöntemi. Biorezonans terapi yöntemi ise öyle yeni bir şey değil. Bundan 100 yıl önce 1920'de Amerikan Tıp Derneği tarafından Albert Abrams önderliğinde prosedürler, 1977'de ise  Franz Morell ve mühendis olan damadı Erich Rasche tarafından geliştirildi ve Mora terapisi olarak piyasaya sunuldu. Yani anlayacağınız bu tedavinin diğer adı "mora terapisi".  Bu yöntem titreşimler kullanaral hastalık teşhis etmek ve tedavi etmekti. Bu terapinin daha eski versiyonu ise geleneksel olan akupunturun değiştirilmiş versiyonu, yani elektroakupuntur. Ancak ne yazık ki bilimsel olarak etkinliğine dair kanıt bulunamadığından hala etkin bir yöntem olarak kabul görmüyor. İşin garibi şu ki bu yöntem bir zırva ya da geleneksel olarak ta görülmüyor. Bu terapi yöntemi günümüzde dahi hala iki arada bir derede kalıyor. Yani ne geleneksel olarak kabul görüyor ne de bilimsel. Biorezonansı kısaca özetlemek gerekirse; "sahte bilimsel, kanıta dayalı tıpla tutarsız" şeklinde diyebiliriz.


(Sei Jung) Biorezonans Çalışma Prensibi Nasıl?

Biorezonansın çalışma prensibi ise şu şekilde demek isterdim ama ne yazık ki buna ilişkin açıklamalar da belirsiz
Ancak yine de ortaya derleme bir açıklama çıkarmak gerekirse; 
Tipik olarak ekipmana bağlı hastanın cildine elektrotlar yerleştirilir ya da cihaz üzerinde elektrik akımlarını ileten parçalar hasta tarafından tutturulur. Bu aşamadan itibaren cihaz, hasta üzerinde bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan vücudundaki hücreler ise kendi doğal rezonans frekansına sahip nesneler olduğundan dışarıdan gelen karmaşık ama anlamlı frekanslarla karşılaşınca şaşırırlar ve dışarıdan gelen frekansa boyun eğip o frekansa göre çalışmaya başlarlar. Bu yöntemi uygulayanlar, bu yöntemle tedavinin mümkün olduğunu iddia ediyorlar. Birçok hastalığın, bağımlılık ve türlü türlü rahatsızlıkların bu terapi ile ilaç kullanmadan tedavi edilebilir olduğu söyleniyor. İsterseniz bilimsel olarak bunu inceleyelim.


Sei Jung 'un Asıl Hikayesi Nedir?

Öncelikle şunu bi öğrenmemiz lazım. Sei Jung diye bir yöntem ya da terapi yok. Sei jung denilen şey aslında biorezonans cihazının markası ya da adı. Sei Jung'un geçmişi ise fazlasıyla karmaşık. İnternet üzerinde yaptığım araştırma sonucunda Sei jung ile alakalı hiçbir kayda değer bilgi göremedim. Herhangi bir yerde satışı yapılmıyor, fotoğrafı yok, bununla alakalı bir yorum yok; bir şey haricinde: Sei Jung isimli cihazın resmini google ve yandex görseller ile arattığımda karşıma bu resmin kullanıldığı sadece 3 fotoğraf çıkıyor. Biri bir diyetisyene ait, diğeri seijung.com.tr diğeri ise diyetM. Biraz daha araştırdığımda ise bu üçünün ortak çalıştığını ve DiyetM'in zamanında İCAROS ile işbirliği içerisinde olduğunu farkettim. Ancak sonrasında diyetisyen ile anlaşılıp ortak çalışılmaya başlanmış. Araştırmayı sei jung olarak yaptığımda karşıma sadece diyetisyenin yazıları çıkıyor. Çeşitli haber sitelerinde yazılar yazmış ve paylaşımlarda bulunulmuş. Araştırmayı biraz daha genişletip "iştah kapatma ile zayıflama yöntemi" şeklinde arattığımda ise aradığım videoyu buldum. Hani size demiştimya bu markayı aklınızda tutun diye. İşte karşımızda quitt cihazı. Quitt cihazını da internette arattırdığımda Neosante ve neoclinics firmaları karşıma çıkıyor. Yani bu cihazı üreten firmalar bunlar.  Bu cihaz sei jung cihazı ile birebir aynı. Sadece üzerindeki resimler farklı değil mi?  ProjeMED hakkında da araştırma yaptığımda bir reklam şirketi olduğunu anlıyorum. Yani anlaşılan quitt cihazı tutmayınca ismini sei jung ile değiştirip geniş bütçeli bir reklam kampanyası başlatıldı. Ve görünen o ki reklamlara epey para harcanmış. Çünkü "iştah kapatma ile zayıflama" , "sei jung" ve direkt "iştah kapatma" yazsanız bile karşınıza dyt. Mahir Tekgöz çıkıyor. Şimdi bilimsel açıdan tekrar bakalım. Bu terapi harcanan reklam paralarını hak ediyor mu?


Sei Jung (Biorezonans) Bilimsel Olarak Gerçek mi?

Yüzlerce makale taramama rağmen ne yazık ki biorezonans terapisinin diyet ve iştah üzerinde etkili olduğuna dair yeterince araştırmaya rastlayamadım. Yani bu alanda dünya genelinde insanlık olarak daha yolun başında sayılırız. Ancak biyorezonans terapisinde sigarayı bırakma, alerji, ağrı, enfeksiyonlar, fibromyalji, astım ve daha türlü türlü etkiler var. Biyorezonans terapisinin diğer etkileri için "Anadolu Tıbbı Dergisinin" 2022 yılında yayınladığı 2. sayısını okuyabilirsiniz. Ancak dediğim gibi. Beslenme ve diyetetik alanında yeterli makale yok. Yine de bulduğum makalelere göz atacak olursak;
2017 yılında 3 Rus bilim insanının yaptığı bir araştırmayla başlayalım. TİP2 Diyabetli hastaların tedavisinde biyorezonans terapisi esas alınarak 413 kişi üzerinde bir çalışma gerçekleştirilmiş. 413 kişinin 198'i ana grupta hasta, 72'si kontrol grubunda hasta ve 143 kişi de plasebo hasta olarak 3 gruba ayrıldı. tüm hastalar geleneksel tedavi rejimlerine göre tedavi aldılar. Ana grubtakilere farmakoterapi yani ilaç tedavisinin yanı sıra biorezonans tedavisi de uygulandı. Kontrol grubuna sadece farmakoterapi verildi. Plasebo grubuna ise farmakoterabi ve biorezonans tedavisi prosedürlerinin taklidi uygulandı. Bütün hastalar glikolize hemoglobin, açlık glisemisi, tokluk glisemisi, başvuru sırasında ve tedaviden 3 ay sonra idrar glukozu ve BKİ açısından değerlendirildi. 
Çalışmanın sonucunda ise ana gruptaki TİP 2 diyabetli hastaların karmaşık tedavisinde biorezonans tedavisinden sonra incelenen tüm göstergeler kontrol grubu ve plasebo grububna kıyasla istatiksel olarak anlamlı derecede düşük hale geldi. Yani istatistiksel olarak anlamlı olması kayda değer bir sonuç olduğunun göstergesi.


Prof. Dr. Kemal Nuri Özerkan'ın yazısına göre Prof. Smith, biyorezonans ile yaptığı çalışmada hücre metabolizmasının etkilendiğini ve insülin salgısının tetiklendiğini kaydetti.  Tabi bu tedavi şekli ile alakalı yeterli bilgi elimizde yok. O yüzden başka makalelere ve araştırmala bakalım.


2021 yılında biyorezonans teknolojileri kullanılarak yapılan çalışmada öğrenciler arasındaki vücut farklılıkları gözlenmek istendi. Ve bu çalışma için tam 14 romanyalı bilim insanı canla hıraş çalıştılar. Sonuç ise biraz karışık. Çünkü öğrencilerin aktif ve yarı aktf spor yapmaları istenmiş. Aktif por yapan öğrencilerle Yarı aktif spor yapan öğrenciler gözlenmiş. Bİorezonans terapisinin hangi sıklıkla ve hangi gruba uygulandığını ve sonuçlarını belirtmediklerinden sizlerle paylaşamıyorum ancak tahminim o ki; terapiden aldıkları verim biraz kafa karıştırıcı. Çünkü makalenin sonunda biorezonans ve manyetik rezonans teknolojilerinin klinik uygulamada nasıl kullanılabileceğini anlamak için daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğunu vurgulamışlar. 


Sei Jung ve Biorezonans Güvenilir mi?

Bu konuyla alakalı son makalede 3 Hintli bilim insanının çalışmalarını değerlendireceğiz. Bu çalışmada amaç, 1. çalışmayla benzer. Yani Diyabetin rezonans tıbbı ile tedavisini incelemek istemişler. Cihazın ve uygulamanın işleyişi şu şekilde. Pankreasa sinyaller gönderiliyor ve çalışma şekli inceleniyor. Eğer pankreas tam işlevinde çalışıyorsa cihazdaki ok 100'ü, işlevinde bozukluk varsa ve görevini yerine getiremiyorsa cihazdaki ok 100'ün altında değerler gösteriyor. Terapi esnasında veriler kaydediliyor. Pankreasın başta çalışma gücü cihazda 40-50 arasında gözüküyordu. Yani pankreas işlevini yeterince yerine getiremiyordu. Treapi devam ettikçe ibre gittikçe artmaya başladı ve cihazdaki ok 100 değerine nihayet ulaşabildi. Terapi sonunda ise pankreasın tedavi edildiğini ve Bu sayede artık insüline ihtiyaç olmadığını onaylar. Bu makaleye göre Tip1 DM de uzun vadeli bir başarıya sahip olduğu savunulmuş. Keza aynı şekilde Tip2 DM için de başarılı bir tedavi söz konusu olmuş. Ancak araştırmanın not kısmına şöyle bir paragraf düşülmüş. Lütfen profesyonel tıbbi tavsiyeleri göz ardı etmeyin. Bu bilgiler eğiitm araştırma ve referans amaçlıdır.
Yani yine bu makalede de bir belirsizlik söz konusu.
İşte böyle biorezonans tedavisi iki ara bir derede kalmış terapi yöntemi. Bu yöntemin uzun vadede başarı sağlayıp sağlamadığını bilmiyoruz. Herhangi bir zararının olup olmadığını bilmiyoruz. Kalıcı olup olmadığını bilmiyoruz. Dolayısıyla daha önümüzde kat etmemiz gereken çok yol var. Umarım ki böyle bir tedavi yöntemi tıbben kabul görür ve çeşitli hastalık, alerjiler ve bağımlılıkların önüne geçeriz. Çünkü ne yazık ki devasa tedavi kapasitesi olmasına  büyük soru işaretleriyle dolu bir yöntem. 





Yorumlar

Popüler Yayınlar